HEKİMİN HASTAYI AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ, HASTANIN RIZASI (ONAMI)

Mar 07

Tıbbi girişimin hukuka uygun olduğunun kabul edilebilmesi için tedavi amacına yönelik olması yeterli değildir. Bunun yanı sıra hastanın aydınlatılmış rızasının alınması gerekir. Hastanın aydınlatılmış rızasından neyi kastettiğimi kısaca açıklamam gerekirse, hekimin vereceği bilgilerle hastayı, uygulanması düşünülen tedavi yöntemi üzerinde serbestçe karar verebilecek bir duruma getirmesi olarak açıklanabilir. Serbest iradeye dayanan bir rıza tıbbi müdahalenin hukuka uygunluğu için vazgeçilmez bir koşuldur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ve asıl hedeflenen, hastanın uygulanacak tedavinin olumlu ya da olumsuz yönleri konusunda bilgilendirilmesi ve serbest iradesi ile bir karar vermesidir. Hekim tarafından yapılacak açıklamalar, hastanın kültürel, toplumsal ve ruhsal durumuna özen gösteren bir uygunlukta olmalıdır. Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir. Hastanın dışında bilgilendirilecek kişileri, hasta kendisi belirler. Sağlıkla ilgili her türlü müdahale, kişinin özgür ve aydınlatılmış rızası (onamı) ile yapılabilir. Alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alındıysa geçersizdir.

VN:F [1.9.22_1171]
Rating: 6.0/10 (2 votes cast)
VN:F [1.9.22_1171]
Rating: 0 (from 0 votes)
Share
Read More

AİLE KONUTU ŞERHİ

Kas 24

Aile konutu; evli kaldıkları süre içinde eşlerin ve çocukların bütün yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirdikleri, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadıkları, düzenli yerleşim amacıyla kullandıkları alandır. Bu sebepledir ki, aile fertleri açısından bu kadar önemli bir malvarlığıyla ilgili hukuki işlemler hakkında eşlerin tek başlarına karar alarak bu kararı uygulaması, diğer eşin önemli yararlarını etkileyebilir. Bunun sonucu olarak da, TMK.’nun 194. maddesi, aile konutu üzerindeki hakları tamamen veya kısmen sınırlayan hukuki işlemleri diğer eşin rızasına bağlamıştır. TMK’nun 194. maddesi der ki;

VN:F [1.9.22_1171]
Rating: 7.8/10 (5 votes cast)
VN:F [1.9.22_1171]
Rating: 0 (from 0 votes)
Share
Read More

Tazminat Davalarında Ceza-Hukuk İlişkisi

Eyl 15

Ceza Hukuku kapsamında suç niteliğinde olan haksız filler, mağdur olan tarafın maddi-manevi zarara uğramasına yol açmaktadır. Böyle bir durumda, Ceza Mahkemeleri kamu yararı gözeterek, haksız fiilin cezai boyutunu tartışır. Ceza Mahkemesi, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığını, olayda kast ya da taksir olup olmadığını değerlendirir. Haksız fiil sonucu oluşan maddi-manevi zararın tazmini için açılan tazminat davalarında ise, kusur durumuna ve meydana gelen zararın boyutlarına bakılır. Tazminat talepli olarak açılan hukuk davasında, ceza davasından farklı olarak kamu yararı gözetilmez, tazminat davasında amaç, kusur durumu gözetilerek zarara uğrayan kişinin uğradığı zararının giderilmesidir.

VN:F [1.9.22_1171]
Rating: 10.0/10 (1 vote cast)
VN:F [1.9.22_1171]
Rating: 0 (from 0 votes)
Share
Read More